10 Ağustos 2014 Pazar

İngiltere

D Grubu
     İngiltere  1 - 2  İtalya (35' Claudio Marchisio, 37' Daniel Sturridge, 50' Mario Balotelli)
    Uruguay  2 - 1  İngiltere (39', 85' Luis Suarez, 75' Wayne Rooney)
Kosta Rika  0 - 0  İngiltere

İngiltere'nin 66'da evsahibi olup dünya kupasını alması ve 90'daki 4.'lüğü dışında hiçbir kayda değer başarısı olmaması gerçeği, birçok şey üzerine yorum yaparken referans gösterilebilir. İngiltereye olan sempatim 96'da evsahipliği yaptığı avrupa şampiyonasında başladı. Alan Shearer, Teddy Sheringham, David Beckham, Paul Gascoigne gibi futbolcular o dönemde ilgimi çekiyordu. Bu nedenle her dünya kupasında olduğu gibi bu dünya kupasında da İngiltereden birşeyler bekledim. Fulhamdaki başarısını takdir ettiğim Roy Hodgson'ın takımın başında olması beni etkilemişti. Lineker ve Shearer gibi golcülerden beri bitiricilik problemleri yaşayan takım nihayet Daniel Sturridge ve Raheem Sterling gibi gol ayaklarına sahipti. Bu düşüncelerle birlikte İngiltere şampiyon adayım oldu. İngilizlerin isabetli uzun pasa dayalı direk futbolu ve oyuncuların taktik disiplinleri yerli yerindeydi. Yalnızca 4-4-2 dizilişinden vazgeçtikleri farklılık olarak değerlendirilebilir. Hücum hattındaki dinamik futbolcular planlarını tıkır tıkır işletebilecek türdendi.

İlk maçları İtalya ile oldu. Gruplarındaki diğer maç oynanmıştı ve ölüm grubunda bir sürpriz yaşanmıştı. "0" çekmesi beklenen Kosta Rika Uruguaya 3 atarak güya İngiltere ve İtalyanın işlerini kolaylaştırmıştı. Maç dengeli gidiyordu. Topa sahip olan İtalyaydı. Bu durum İngilterenin oyun tarzının bir parçasıydı. Uzun toplarla sürpriz ataklar yapma fırsatı bu şekilde daha kolay gerçekleşebilirdi. 35'de Kornerle başlayan organizasyon Marchisio'nun uzaktan şutuyla tamamlandı. Geriye düşen İngilterenin tepkisi rakibi baskı altına alarak değil seri oyunla oldu. Rooney'nin soldan ortaladığı topu Sturridge tek vuruşla bitirdi. İngiltere çok net pozisyonlar bulamadı ve maçı kaybetmesi gerçekleri görebilmem için yeterli olmadı. Bu mağlubiyet için "İtalya da iyi takım ve güzel bir maç oldu. Uruguay maçını kesinlikle kazanacaklardır." gibi kötü bir yorum yaptım.

Uruguay maçı beklediğim gibi başlamadı ve Suarez'in ne denli bir golcü olduğunun pek farkına varılmış değildi. Maçta Uruguay daha çok ısıran taraftı. İngiltere defansı Cavani, Suarez ikilisini durduramadı ve geriye düştü. Ne kadar yetenekli olursa olsun iki kişiden gol yediler. Maçın devamı pek iç açıcı değildi. Bu maç İngilterenin yıllardan beri çok büyük sıkıntısı olan yaratıcılık sorununu geç olsada aklıma getirdi. Rooney'nin paslarıyla pozisyona girmeye çalışan İngiltere, Uruguaya da gol şansı verdi. Geç gelen golü Rooney attı. Maç 1-1 bitecek gibi görünürken Gerrard'ın kafayla geriye attığı topu tilki gibi takip eden Suarez İngilteren maskesini düşürdü. Bu gol İngiltere defansının tüm defolarını açığa çıkardı. Şampiyon olur dediğim İngiltere iki maçta turnuvaya veda etti.

Ölüm grubundan çıkmayı garantileyen Kosta Rika maçı İngiltere için formalite maçıydı. Yedek ağırlıklı kadroyla çıkan İngiltere, sürpriz Kosta Rika karşısında silikti. Maç golsüz bitti. İngiltere, tarihinin belki de en kötü turnuvasını oynayarak Dünya Kupasını tamamladı. Hız, çabukluk, çabuk düşünme, dayanıklılık gibi dinamik futbola dayalı taktiksel oyun, yaratıcılık ve teknik gibi çok önemli unsurlara sahip olmadıkça ne gibi futbol ve sonuçlar ortaya çıkacağının örnekleri bir kez daha karşıma çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder